Meme Kanseri

Meme kanseri; memede bulunan lobüllerin (süt salgılayan bezler) veya duktusların (süt taşıyan kanallar) kötü huylu tümörleridir. Bazen memedeki yağ veya bağ dokusunda da gelişebilir fakat az görülür.

Meme kanseri, tüm dünyada akciğer kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen kanserdir. Kadınlarda en sık görülen kanserdir. Tüm dünyada yaklaşık olarak her 8 kadından birinde meme kanseri gelişebileceği tahmin edilmektedir. Tüm kadın ölümlerinin %13.7’sinden meme kanseri sorumludur. Meme kanserinin görülme sıklığındaki artışa rağmen ölüm oranındaki azalma dikkat çekicidir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadınlarda en sık görülen kanserdir. Türkiye’de 2020 yılında yeni tanı konulan hasta sayısı 83,973 olarak hesaplanmıştır (46/100.000). Geçen 25 yıllık sürede meme kanseri sıklığında yaklaşık 2 kat artış görülmektedir. 

Bu artışın nedenleri olarak:

1) Yaşam tarzının değişmesi [obezite, hareketsizlik, doğurmama, geç doğum (>35 yaş), kısa süren laktasyon, erken menarş, geç menopoz, uzun süre doğum kontrol hapı ve menopoz tedavisi uygulanması vb.] 

2) Nüfusun yaşlanması.

3) Farkındalığın (medyadan uyarılar, meme ve menopoz polikliniklerinde meme kanseri için bilgilendirme ve tarama mamografisi için sevkler, kadınların bilgi ve eğitim düzeyinin artması vb.), düzensiz olarak çekilen mamografi sayısının artması ve 4) Nüfusun artması olarak sıralanabilir.

Ülkemizde genç yaşta meme kanseri Amerika-Avrupa gibi ülkelere göre daha fazladır. Ülkemizde meme kanseri sıklığının 50 yaşına kadar ciddi bir şekilde artış gösterdiği, bu artışın 45-49 yaş grubunda zirveye ulaştığı (%17), daha sonra azalarak 65-69 yaş arasında %7,6’ya düştüğü gözlenmektedir. Özellikle 45-54 yaş aralığında meme kanseri sıklığının daha fazla olduğu dikkat çekmektedir.